Türkiye Jokey Kulübü Başkanı Serdal Adalı Bosphorse Dergisi'ne konuştu

Bosphorse Dergisi için Mehmet Yusuf Marangoz’la bir söyleşi gerçekleştiren Türkiye Jokey Kulübü Başkanı Serdal Adalı; aygır alımları, Antalya Hipodromu, çalıştırıcı-seyis projesi ve Kulübümüzün gelecek planlarına dair pek çok soruya cevap verdi.

"OCAK AYINDA ANTALYA YARIŞLARINI BAŞLATMAYI HEDEFLİYORUZ"

Mart ayında gerçekleştirilen Genel Kurul’da, Türkiye Jokey Kulübü Başkanlığı'na 4. kez seçilen Sn. Serdal Adalı ile 71. yılında TJK’nın Türk atçılığındaki önemini, başkanlığı süresince yaptıklarını ve gelecek planlarını konuştuk.

_ ATÇILIK MACERANIZ NASIL BAŞLADI?

1980 senesinin başlarında Burçak isimli atımızla başladı.

 

SİZİ EN ÇOK ETKİLEYEN ATINIZ HANGİSİYDİ?

Beni en çok etkileyen atımız Annosh oldu…

 

AT YARIŞLARIYLA ALAKALI BİRÇOK ANINIZ VARDIR AMA HİÇ UNUTAMAYACAĞINIZ BİRİNİ PAYLAŞIR MISINIZ?

Hem iyi hem de kötü anlamda unutamayacağım anım, Annosh ile koşup burun farkı ile kaybettiğimiz 2006 yılı Gazi Koşusu’dur.

 

BABA’NIZ CAMİANIN ÇOK SEVİLEN VE SAYGI DUYULAN İSİMLERİNDENDİ. ATÇILIĞI DA O’NUN MİRASI OLARAK GÖRÜYOR MUSUNUZ?

Tabii ki öyle görüyorum. Bana babamın da annemin de mirası, aile mirasımız atçılık.

 

71 YILLIK TÜRKİYE JOKEY KULÜBÜ TARİHİNDE EN UZUN SÜRE GÖREV YAPAN BAŞKAN OLDUNUZ. BU KULÜBÜN SİZİN İÇİN ÖNEMİ NEDİR?

Kulübümüz 71 yıllık bir çınar. Ülkemizin en köklü, en güzide kuruluşlarından birisi. Atçılığın lokomotifi. Türkiye’miz için de her bakımdan büyük bir değer. Benim için ise ailemden farksız. Belirttiğim gibi zaten bu camianın içine doğdum. Şimdi ise Başkanlığını yapmak, hem de en uzun süre yapmak nasip oldu. Şükürler olsun, benim için büyük bir onur ve gurur kaynağı.

 

İLK BAŞKANLIĞINIZDAN BU YANA, EN ÖNEM VERDİĞİNİZ PROJE HANGİSİYDİ? GERÇEKLEŞTİREBİLDİNİZ Mİ?

Benim için her projenin yeri ve önemi farklı. İçerisinde bulunduğunuz ve zamanla değişebilen şartlar öncelikleri de değiştirebiliyor. Pandemi bize bunu bir kez daha gösterdi. Sektöre yetişmiş, kalifiye insan kaynağı sağlamak için eğitim, yetiştiriciliğin ve buna bağlı olarak yarışçılığın ilerlemesi için yeni ve kaliteli kan hatlarıyla desteklenmesi, atçılığın yayılması ve gelişimi için yeni yatırımlar, tesisler, destekler, yapısal değişiklikler, hepsi ayrı ayrı önemli. Sektörün geleceğine yönelik lisans hakkı süreci. Atçılığın algısının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar…

Belirleyip ilan ettiğimiz projelerimizin birçoğunu gerçekleştirdik, bazıları gerçekleşme aşamasında, bazılarını ise önümüzdeki günlerde gündeme alacağız.

 

LİSANS HAKLARININ TÜRKİYE VARLIK FONU’NA DEVRİ, ATÇILIĞIMIZA NASIL YANSIDI?

Belirsizlik ve değişim başta doğal olarak endişe yaratır fakat zamanla herkes gördü ki, konunun tüm tarafları hem ülkemiz hem de atçılık için en faydalı modelin belirlenmesi noktasında hemfikir. Sürecin bu kadar uzun sürmesi de bu hassasiyeti gösteriyor aslında. Biz de sürecin başından beri Türkiye Varlık Fonu ile çok yakın temas halindeyiz. Kendilerine hem sektörümüzün farklılığını hem de 71 yıldır bu görevi başarıyla yürüten Kulübümüzü en iyi şekilde tanıttığımızı düşünüyor ve atçılığı olumsuz etkileyebilecek herhangi bir yapısal değişikliğe yönelmeyeceklerine yürekten inanıyorum.

 

DERNEK OLARAK UZUN BİR DÖNEM ENERJİNİZİ LİSANS HAKKI KONUSUNA HARCADINIZ. HANGİ GELİŞMELER SONRASI TEKRAR GELECEĞE YÖNELİK YATIRIMLARA BAŞLADINIZ?

Atçılık bacasız dev bir sanayi. Diğer şans oyunlarıyla mukayese kabul etmez. 200.000’den fazla kişi ekmeğini bu sektörden kazanıyor. Tarım, hayvancılık, daha birçok yan sanayiyi de içerisinde barındırıyor. Uzun vadeli, emek yoğun, çok riskli bir sektör. Atçı, yetiştirici bugünden 3 sene sonrasına canlı hayvan yatırımı yapıyor, haliyle önünü görmek istiyor. Bu gibi tüm detaylarıyla sektörümüzü ve Kulübümüzü en iyi şekilde tanıtmak için çok çalışıp, uzun temaslarda bulunduk. Varlık Fonu da bu anlamda gerçekten büyük ilgi ve hassasiyet gösterdi. Fakat tabii ki bir yandan da yapılması gereken işler, yatırımlar, 7/24 yaşayan sektörün beklentileri, ihtiyaçları devam ediyor. Biz de bir süre sonra bu doğrultuda, her iki süreci birlikte yürütmeye ve projelerimizi hayata geçirmeye başladık.

 

NİTELİKLİ AYGIRLARIN ALIMI, AT SAHİBİ PRİMİ EKLENMESİ VE 5.’YE İKRAMİYE GİBİ ÇOK CİDDİ GİDERLER SONRASI BÜTÇEYİ DENGELEMEK ZOR OLMADI MI?

Pandemi döneminde yarışlara ara verilen 2,5 ay camiamız için zor bir dönemdi. Biz bu zor dönemde atçılarımızın yükünü hafifletmek için elimizden gelen her şeyi yapmaya, katkı sağlamaya çalıştık. Tabii ki kolay değildi. Ancak iyi bir planlama ve disiplinli uygulamalarla altından kalkmayı başardık.

 

PANDEMİ SÜRESİNCE ÖZELLİKLE İLK YIL, YARIŞ DÜNYASINDA İKRAMİYELER AZALIRKEN, TÜRKİYE’DE ARTIŞ OLDU. BU KARARLA RİSK ALDIĞINIZI DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?

Az önce de belirttiğim gibi, bunu risk olarak değil hayati bir zorunluluk olarak gördük ve tabii ki gerekli hesaplamaları da titizlikle yaparak kararımızı uyguladık. Yurt dışında gerek oyun cirolarında gerekse belirttiğiniz gibi ikramiyelerde düşüş yaşanırken ülkemizde bunları arttırabiliyorsak bir şeyleri doğru yapıyoruz demektir. Bu da bizi daha çok motive ediyor ve atçılığın geleceği adına sevindiriyor, daha çok potansiyelimiz olduğunu gösteriyor.

 

TJK, AYGIR TRANSFERLERİ SONRASINDA, YETİŞTİRİCİLİK ALANINDA DÜNYADA TANINAN BİR OYUNCU KONUMUNA YÜKSELDİ. AYGIR SEÇİMLERİNİ NASIL GERÇEKLEŞTİRDİNİZ?

Aygır alım komisyonunu oluşturan arkadaşlarım gerçekten çok ciddi çalışmalar, araştırmalar yaptılar, temaslarda bulundular. Adayları birçok açıdan titizlikle değerlendirerek atçılığımız için en uygun olanlarını bulmaya çalıştılar. Sonrasında birlikte değerlendirdik ve seçimlerimizi yaptık. Satın alınan aygırların yavrularının biz aldıktan sonraki başarılı performansları, Daredevil’in ABD’den gelen talep üzerine Kulübümüz sahipliğinde aşım yapmak için geri gönderilmesi, doğru seçimler yaptığımızı gösterdi. Ülkemizin ve atçılığımızın dünyada daha fazla tanınmasını sağladı, ciddi bir ilgi ve merak uyandırdı. Bu tür tanıtımların parayla yapılamayacağını ve o şekilde yapılan reklamlardan çok daha etkili olduğuna inanıyorum. Ayrıca, denenmiş aygır alımlarımızın yanı sıra, Kulübümüz açısından yine bir ilk olan bu seneki aygır namzedi alımlarımızın, atçılığımıza yeni bir akım, yeni bir heyecan getireceğini umuyorum.

 

BU YIL BAŞKA AYGIR ALMAYI PLANLIYOR MUSUNUZ? AJANDANIZDA AYGIR STOKUMUZ İÇİN BİR LİMİT VAR MI?

Sürekli olarak dünyayı takip ediyoruz ve araştırıyoruz. Doğru aygırı veya aygır namzedini, doğru zamanda ve doğru fiyata bulduğumuz noktada satın almayı değerlendiririz.

 

YARIŞ VE YETİŞTİRİCİLİKTE YAPILAN CİDDİ HAMLELERİN SOMUT SONUÇLARINI GÖREBİLMEK VE KÜRESEL ATÇILIĞA ENTEGRASYON AMACIYLA, NELER PLANLIYORSUNUZ?

Ciddi hamleler olarak sizin ifade ettiğiniz tüm proje ve çalışmaları zaten atçılığımızın gelişerek ilerlemesi ve ülkemize daha çok katkı sağlaması için yapıyoruz. Dolayısıyla Allah nasip ederse, sonuçlarını yakın gelecekte hep birlikte göreceğiz. Küresel entegrasyon için gerekli olan ve bizim kontrolümüzde olmayıp değişmesi gereken bazı uygulamalar, kurallar var ki bunlarla ilgili de çalışmalarımız, temaslarımız mevcut. İleriki günlerde daha somut hale gelince paylaşırız. Çünkü tek taraflı entegrasyon kalıcı olamıyor, bunu yakın geçmişte gördük. Biz tabii ki yurt dışına gideceğiz, ülkemizi temsil edeceğiz fakat onlar da buraya daha çok gelebilecek, yatırım yapabilecek. Şimdilik bu kadar söyleyeyim.

 

ARTAN AYGIR VE KISRAK SAYISI İÇİN YENİ BİR AŞIM İSTASYONU YAPMAYI PLANLIYOR MUSUNUZ? TJK’NIN BU BAĞLAMDA BAŞKA ÇALIŞMALARI DA VAR MI?

Camiadan böyle bir ihtiyaç olduğu sinyalini alırsak ve buna inanırsak neden olmasın? İdman merkezleri, aşım istasyonları, hipodromlar, haralar, hepsinin oluşacak arz talep dengesiyle, planlı programlı şekilde çoğalması sektörümüzün gelişmesi, büyümesi anlamına gelir.

 

ANTALYA HİPODROMU’NDA İLK YARIŞI NE ZAMAN KOŞMASINI HEDEFLİYORSUNUZ? ERZİNCAN YA DA BAŞKA BİR YERDE YENİ HİPODROM/HİPODROMLAR YAPILMASI KONUSUNDA BİR GELİŞME VAR MI?

Kısmetse, 2022 Ocak ayı ortasında Antalya’da yarışları başlatmayı hedefliyoruz. Az önce de belirttiğim gibi, başka tesislerin yapılmasını tabii ki isteriz ancak tüm bunlar şartların elvermesiyle ve sektör dinamikleri açısından doğru zamanda yapılması şartıyla olmalı. Ancak o zaman yapılan yatırımlar efektif ve faydalı olabilir.

 

YILLARDIR KONUŞULAN İDMAN MERKEZİ PROJESİNİ KARACABEY’DE HAYATA GEÇİRDİNİZ. SONUÇTAN TJK OLARAK MEMNUN MUSUNUZ? SİLİVRİ’DE DE BUNA BENZER BİR TESİS YAPILACAĞI SÖYLENİYORDU. BU KONUDA DA GELİŞME VAR MI?

Bu tür köklü yenilikler yaptığınızda istenilen neticeyi almak vakit alabilir. Benimseme ve adaptasyon süreci gerekir. Biz, idman merkezi sisteminin hem at sağlığı hem de hipodromlardaki ahır sıkıntısı anlamında fayda sağlayacağına inanıyoruz. Camianın da talebi doğrultusunda gerçekleştirdiğimiz Karacabey İdman Merkezi projesinden alacağımız netice, geri dönüşler ve talepler, ikinci bir idman merkezini hayata geçirmemiz noktasında bize ışık tutacak.

 

AYNI ANDA KOŞULAN YARIŞLAR İÇİN AYRI BİR TV KANALI AÇMAK YA DA BAŞKA BİR YENİLİK OLACAK MI?

Artan yerli ve yabancı yarış günleri sayısının doğurduğu ihtiyaca istinaden, gerek TJK TV ve Tay TV’den birbirinden bağımsız ve farklı yayın yapabilmek, gerekse ikinci bir TJK TV YouTube kanalından da aynı şekilde bağımsız yayın yapabilmek için gerekli teknik reji altyapımızı tamamladık. Yakında devreye sokacağız.

 

OLASI İSTANBUL DEPREMİNİ DE GÖZ ÖNÜNE ALARAK, VELİEFENDİ HİPODROMU’NUN YIKILIP YENİDEN YAPILMASI DÜŞÜNÜLÜYOR MU? VELİEFENDİ’DEKİ AHIRLAR VE DİĞER HİPODROMLARDA HERHANGİ BİR DEĞİŞİM OLACAK MI?

Paris’in Longchamp veya Londra’nın Ascot Hipodromlarının yenilendiği gibi, biz de yarışçılığımızın merkezi olan İstanbul Veliefendi Hipodromumuzu en güzel ve en güvenli şekilde yenilemek istiyoruz tabii ki. Tüm halkımızı en iyi şekilde ağırlamak için günümüz ihtiyaçlarına cevap verecek özelliklerde, modern ve örnek gösterilecek tribünlere sahip olmayı çok arzu ediyoruz. Ancak takdir edersiniz ki bu oldukça büyük meblağda bir yatırımı gerektiriyor. Umarım önümüzdeki yıllarda projelerimiz arasında yer alan bu büyük yatırımı gerçekleştirmek nasip olur.

 

ÇALIŞTIRICI SEYİS PROJESİ NE ZAMAN HAYATA GEÇECEK? BU PROJE İLE TJK NEYİ HEDEFLİYOR?

Çalıştırıcı seyis projesinin altyapısını kurmakta olduğumuz Karacabey’de gerek mevcut tesislerin dershane ve yatakhaneye dönüştürülmesi için gerekli revizyonlar gerekse ahırlar, manej, lonj alanları gibi yeni bölümlerin inşaatı sürmekte. Yıl sonuna kadar tamamlayıp önümüzdeki yılın ilk aylarında öğrenci kabulüne başlamayı planlıyoruz.

Çalıştırıcı seyis dediğiniz zaman; atın hem bakımını yapacak hem de çalıştıracak donanımlı, kalifiye kişilerden bahsediyoruz. Bakım ve eğitimi aynı kişinin yapması hem at hem de at sahibi ve antrenör açısından avantajlı.  Mevcut sistemde idman jokeyleri her bir ata yeteri kadar vakit ayıramıyor. Sahadaki birkaç dakika süren idmanı öncesi ve sonrasında atların hazırlığı, gezintisi, bakımı farklı kişiler tarafından yapılıyor. Bu durum atların performansını fiziksel ve ruhsal anlamda olumsuz etkiliyor, stres yaratıyor. At sahibi ve antrenör de bu yeni sistemde tek bir kişiyle muhatap oluyor. Çalıştırıcı seyisler de dahil olmak üzere tüm tarafların kazançlı çıkacağı bir sistem bu. Yeter ki doğru eğitimle kalifiye personel yetiştirelim. Biz de bu doğrultuda, 3 değerli eğitmenimizi bu işin merkezi olan İngiltere’deki British Racing School’a 4,5 aylık bir eğitime gönderdik. Zaten yurt içi ve yurt dışı tecrübeleri olan Vedat Boyraz, Raşit Yetimova ve Ramazan Demirkıran isimli arkadaşlarımız, sektördeki tecrübelerine eğitmen olma eğitimini de ekleyip sertifikalarını alarak tam donanımlı hale geldiler.

 

EN ÖNEMLİ SORUNLARDAN BİRİNİN NİTELİKLİ SEYİS YETERSİZLİĞİ OLDUĞU SÖYLENİYOR. ÇALIŞTIRICI SEYİS PROJESİNİN BU KONUYA ÇÖZÜM OLACAĞINI DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ? BAŞKA KURSLAR VEYA EĞİTİMLER OLACAK MI?

Tabii ki çözüm olacak ya da çözüme çok ciddi katkı sağlayacak. Zaten projenin temel amacı bu. Gerekli eğitim altyapısını hazırlamayıp sonra da ilgili kişileri yeterli eğitime sahip değil diye nitelendirmek çok adil değil. Belki sektördeki her türlü yatırım ve eğitimi Türkiye Jokey Kulübü’nden beklemek de doğru değil ama bu konu çok kritik ve atçılığımızın gelişiminin önündeki engellerden önemli bir tanesi. Dolayısıyla biz bu sorumluluğu üstlenip gerekli adımları atmak istedik. Sonuçta hepimizin hedefi ortak; Türk atçılığının ilerlemesi ve dünyada söz sahibi hale gelmesi.

 

ÜNİVERSİTELİ ANTRENÖRLERİN SEKTÖRE UYUMU KONUSUNDA SORUNLAR YAŞANDIĞI BİLİNİYOR. BU KONUDA HERHANGİ PROJENİZ VAR MI?

Antrenörlük ve genel anlamda atçılık, dışarıdan gözüktüğünden çok daha zor bir iş. Çok sevmek, çok sabretmek ve kendini adamak lazım. Maalesef genç arkadaşlarımızın bir kısmı gerçekçi olmayan beklentilere çok çabuk ulaşacaklarını sanarak bu sektöre girmeye niyet ediyor fakat sonrasında gerçeklerle yüzleştiklerinde zorluklara dayanamayıp bırakıyorlar. İçlerinden bazıları ise gerçekten bu işi sevip, çok çalışıp sebat ediyor ve başarılı oluyorlar. Biz hem Kulüp hem de atçılar olarak gerçekten sektörde kalmak isteyenlere elimizden geldiğince destek olmaya çalışıyoruz. Çalıştırıcı seyislik eğitimi de bu noktada onlara faydalı olabilecek çünkü yurt dışında antrenör olabilmek için önce bu eğitimler veriliyor. Yardımcı antrenörlük ve sonrasında antrenörlük sonraki etaplar. Alfabenin A’sını yani At’ı iyi öğrenmeden kitap üzerinde antrenör olunmuyor maalesef.

 

GANYAN BAYİLERİ, JOKEYLER, ANTRENÖRLER, SEYİSLER, AT SAHİPLERİ, YETİŞTİRİCİLER, YARIŞSEVERLER… KISACASI AT YARIŞLARININ TÜM PAYDAŞLARI TJK OLARAK SİZDEN SÜREKLİ BİR MÜJDE BEKLENTİSİ İÇERİSİNDELER. YUKARIDA SORMAYI UNUTTUĞUMUZ AMA ATÇILIK CAMİASINA İLETMEK İSTEDİĞİNİZ SON CÜMLELERİNİZİ ÖĞRENEBİLİR MİYİZ?

Biz camiamızın tüm paydaşlarını kucaklamaya ve onlara her zaman destek olmaya çalıştığımızı pandemi döneminde bir kez daha gösterdik. Şartlarımız elverdiği ölçüde de bunu yapmaya devam edeceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Atçılık camiası büyük bir ailedir ve bir bütündür. Tüm paydaşlarımız bizim için çok değerlidir. Bu vesileyle, bu röportaj için size çok teşekkür ediyor, büyük atçılık camiamızın tüm paydaşlarına da sevgi ve saygılarımı sunuyor, sağlıklı günler diliyorum.